
Endorfin hormonu beyin tarafından hissedilen yada yaşanan bazı durumlara karşı (acı, aşk, cinsel ilişki, baharatlı yiyecekler v.s), yine beyinin kendisi tarafından salgılanan bir savunma durumudur. Bir acı durumunda, acıyı hafifletmek ve vücudun dengesini korumak için endorfin salgılanır. Aşık olduğumuzda beynimiz bunada tepki göstererek endorfin hormonu salgılar, çoğu yerde endorfin için “mutluluk hormonu” denmesinin sebebide budur. Ayrıca cinsel ilişki sonrası belirsiz bir mutluluk anı oluşur, bununda endorfin’in etkisi olduğu düşünülmektedir.
Endorfin sadece vücut da beyin tarafından üretilebilmektedir. Aynı etkiye sahip morfinden 30 kat daha etkili olan endorfin dışardan hiçbir yolla üretilememektedir. Ancak bir çok sentezin sonucunda oluşturulan morfin biraz olsun endorfinin etkilerine yaklaşabilmektedir. Buda endorfin hormonunun vücut ve hayati işlevlerimiz için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Örneğin kötü bir kaza anında vücudun çok ağır bir şekilde yaralanması sonucu ortaya çıkan dayanılmaz ağrı için beyin anında endorfin hormonu salgılayarak acının kaynağı olan bölgedeki ağrıyı gidermeye çalışır. Eğer böyle bir senaryoda beyinin endorfin salgılaması mümkün olmasaydı ve o anki acıyı, ağrıyı hissediyor olsaydık, bu acının kaynağından önce, oluşan ağrının vücuda olan hissettirdiği acı sonucunda insanlar bayılabilir, hatta ölebilirlerdi. Burda bir kez daha endorfin hormonunun önemini ve işlevindeki gerekliliği vurgulamak istiyorum.

Endorfin hormonunun salgılanması ayrıca insanın beynindeki zevk (haz) merkezleri ile doğrudan bir bağı vardır. Örneğin çok sevdiğiniz bir yemeği yediğinizde, cinsel ilişkiye girdiğinizde (orgazm olmak), Heycanlandığınızda, aşık olduğunuzda doğrudan endorfin hormonuna bağlılık gösteriyoruz.
Küçük bir not düşmekte fayda var, extrem sporlar yaparken, aşırı heycanlanma durumunda ortaya çıkan adrenalini azaltmak içinde endorfin hormonu salgılanır, böyle bir durumda insanın aşırı derecede mutlu olması, heycan ile beraber mutluluğu hissetmesi, insanların bu sporlara bağımlılık göstermesine neden olmaktadır. Adrenalin ve endorfin dengelendiğinde ortaya çıkan hissiyat kolay kolay oluşturulamayacaktır ve vücut, beyin bunu tekrar arzulayacaktır. Burda da göreceğiniz gibi endorfin hormonunun beynin zevk (haz) merkezleri ile doğrudan bir ilişkisi bulunmaktadır.
İnsanların kendilerini mutsuz hissettiklerinde, sıkıldıklarında, bunaldıklarında da beyin vücudu rahatlatmak için endorfin hormonu salgılar, bazen durduğu yerde ayaklarını hızlıca hareket ettirenleri görürüz, bu endorfinin hareket halindeyken salgılanmasının bir etkisi olarak ortaya çıkmakta, doğal endorfin salınımını gerçekleştirmektedir.
Uyuşturucu bağımlılarının tedavisinde de endorfin alıcılarının yerinin saptanarak buna göre bir program uygulanması dikkate değer bir konudur. Vücuda rahatlık veren uyuşturucuların etkisini taklit etme yolu ile teknik olarak uyuşturucu bağımlılığının önüne geçilebilir. Örneğin uyuşturucuların zevk merkezlerimize verdiği mutluluk ve sakinlik etkisini, endorfin hormonunu kullanarak oluşturabiliriz. Ortaya çıkan sentezin dozunu ayarlayarak vücudun kendi doğal ayarına dönmesi sağlanabilir. Bu teorim test edilmemiş yada denenmemiştir ancak şuanda bana (kuaza) çok mantıklı geldi.
Endorfin hormonu nasıl oluşur?
Mutluluk anımızda, aşık olduğumuzda, cinsel ilişki sırasında orgazm olduğumuzda yada sonrasında, çikolata yediğimizde, baharatlı yiyecekler tükettiğimizde, extrem sporlar yani heycan ve adrenalinin tavan yaptığı anlar, acı ve ağrı durumlarında, korku anında endorfin hormonunun beyin tarafından salgılanması gerçekleşir.
Endorfin hormonu vücut ve insan yaşam kalitesi için gerekli ve eksikliği kabul edilemezdir.
Endorfin hormonu konusunda biraz daha bilgilenebileceğiniz internet yazıları: