SELAMUN ALEYKUM
Kış anılarım.
Soğuk sisli bir yağmurlu gündü ve akşam olmak üzereydi yer yüzünde hafif bir karanlık henüz sokak lambaları yanmamıştı.

Dünyanın her yerinde kadın cinayetleri ne yazık ki varlığını sürdürmektedir. Bu konu hakkında yasalarla gerekli korumayı sağlamaya çalışan hükümetler olduğu gibi bunu normalleştiren hükümetlerde var ne yazık ki. Her ne kadar anayasada cinayet, darp, işkence suç olarak kabul edilsede verilen cezalar nefsi müdafaa, tahrik vb. bahanelerle indiriliyor. Bazı suçlar para cezasına çeviriliyor, bazıları birkaç sene cezaevine girip serbest bırakılıyor. Bu konuda gerekli hassasiyet ve duyarlılık ne yazık ki gösterilmiyor.Yakılan bu canların elbette hesabı sorulacaktır bu dünyada olmasada ahirette. Allah her şeyi görüyor. Hak edilen cezayı vermeyenlerde bu suçları işleyenlerde elbette hakkı olanı eninde sonuna bulacaktır.
Geçmişten ,Geleceğe CHP
Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetimizin ilanı ile çatı siyaset yoludur. En köklü siyasi partidir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün vefatından sonra CHP nasıl bir başarı sağlamıştır sorusuna şahsi düşüncem olarak siyasetin bir çorbaya donüşmesi benzetmesini alaylı bir şekilde düşünerek gelenler gideni arattı diyebilirim.Siyaset düzleminde Atatürkçü düşünürlerin CHP’ye oy kullanması atatürkün kurduğu parti olmasının etkeni büyüktür.CHP Atatürk’le simgelenmiş bir partidir fakat atatürk’ün ölümünden sonrası ve günümüz 2016 yılı için Atatürk bugun yaşasaydı CHP’nin siyasi yolunu,sunduğu politikayı hoş karşılarmıydı bu çok büyük bir tartışma konusu olabilir.
Dersim , Katliammı ? İsyanmı?
Dersim, Katliam değil bir isyan dır.”Dersim ’de katliam yaşandı” cümlesi Kürtçü savunurların Atatürk’e düşmanlığını,cumhuriyetçiliğe yapılan yalanlı kışkırtma saldırısır. Tunceli ‘de 1937-38 yıllarında merkezi hükumetle Dersim aşiretleri arasındaki anlaşmazlıklar sonucu yaşanan Kürtçü savunurların çıkarttığı bu isyanın bastırılmasında “Kürt katliamı” çıkmamıştır.
Tarihte 29 Ekim 1923
29 Ekim 1923, Türkiye tarihinin dönüm noktalarından biriydi.
TBMM’de saat 20.30’u gösterirken Anayasa’da gerekli değişiklikler yapıldı, Devletin rejimi cumhuriyet olarak ilan edildi.
Tam oturuma ara verilecekti ki, Meclis Reisliğine bir önerge sunuldu.
Resûlullahın dâmâdı hazreti Alî namâza durunca, dünyâ yıkılsa haberi olmazdı.
Şöyle anlatılır: Bir harbde hazreti Alînin ayağına bir ok gelip, kemiğe kadar saplanmışdı. Oku asılıp çekemediler. Doktora gösterdiler. Doktor: (Sana aklı gide-ren, bayıltan ilâc vermeli ki, ancak o zemân ok ayağından çeki-lir. Yoksa, bunun ağrısına tahammül edilemez) dedi. Hazreti Alî : (Bayıltıcı ilâca ne lüzûm var. Biraz sabredin, namâz vakti gelsin, namâza durunca çıka-rın) dedi. Namâz vakti geldi. Hazreti Alî namâza başladı. Doktor da hazreti Alî efendimizin mübârek ayağını yarıp oku çıkardı. Yarayı sardı. Hazreti Alî , namâzını bitirince doktora: (Oku çıkardın mı?) dedi. Doktor: (Evet çıkardım) dedi. Hazreti Alî : (Hiç farkına var-madım) dedi.
“Egemenlik Allah`ındır”
mutlak hakimiyet Allah`ındır. Allah herşeye hakimdir. Bu tartışılmaz. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisinde yazılı olan ve demokraimizin temel ilkelerinden biri olan “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözü inançlar açısından değerlendirilemez. Daha önce padişahlıkla idare ediliyorduk.
SİZİN İÇİN BİR İLK
Merhabalar.
Saat 04:38 kendimi geceye ait hissettiğim dakikalardan birindeyim.Gece yaşayıp gündüz uyuyan tiplerden biriyim.En son ne zaman kitap okudum hatırlamıyorum.Hayallerim uğruna mental şeyleri yok saymaya gayret eden biriyim.Toplumsal tabuların yıkıldığı bi gezegen için savaş verecek kadar güçsüz’üm.Noktalama işaretleri vb şeylerden anlamam.Bence gayet soğutucu bir girişle kendimi anlatmış bulunmaktayım.Eğer bu yazıları herhangi birisi okursa (ki sanmıyorum) beraber karamsarlık adı altında bi hüzün serüveni yaşayabiliriz.
İranlı müslüman filazof,Düşünceleri genel olarak “İslam’a dönüş” -“öz”e dönüş- başlığı altında toplanabilir ve bilimsel kaynaklara dayanması, sosyoloji vurgusu yapması ve Batı metodolojisini, çeşitli açılardan eleştirmekle birlikte çeşitli açılardan yapıcı bir şekilde kullanması (ki sosyoloji gibi çeşitli bilimler ve Batı düşüncesinde ortaya çıkan çeşitli fikirlerin, örneğin bazı Marksist fikirlerin, İslam’ın özünde de daha farklı bir şekilde ortaya konduğunu da savunur) sebebiyle moderndir ve gelenekçilikten uzak olduğu gibi gelenekçi görüş ve kesimlere eleştirel yaklaşır nitekim bu sebeple eleştirildiği veya çelişki ile suçlandığı olmuştur.