Ey karşılaştığım Adam !
Bir evvel,
Yalnız yürüdüğün o, sokakların;
Ayakucuna takılıp
Fırlatılmayı bekleyen,
Çakıl taşları kadar hafif !
Üstüne düşen,
Sonbahar yaprağı kadar, ağırlaşmış aklınla !..
Karanlığın üstüne çökmüş bulutarını,
Serpmeye çalıştığın..
Bensiz kalıp !
Benle dolduğun, o anlarda …
Altından geçtiğimiz saçakların gölgesini,
Soluklarına katıp kaçacağım !!!
İmkansızlığın sindiği o bakışlarında;
Ben !
Yüzünün çizgisinde gezineceğim …
Karmaşık sorularının ;
Kaybolduğun, mantıklı cevaplarında
Duraksayan adımlarını !
Sonsuzluğa koşturacağım…
Ey karşılaştığım Adam !
Yitiklerin varettiği Delikanlı ! ! !
Herşeyin bitirildiği,
Ve yeniden bulunduğu
Bu yol kavşağında;
Dizginlenmez uçarılığında !
Saçlarının her bir telinde ,
Beni sana yasak eden ;
Peşimi bırakmayan kabusum…
Yırtıcı kuşum !
Ruhumun aydınlığında saklı,
Son zerremde ;
"ÖKSÜZ ÇOCUĞUM" !!!
Ey karşılaştığım Adam !
Ve bir gün, yıkık bir gemi
Lodosunda batarken en dibe…
Adığı solukta fora edilmiş yelkeniyle,
Dolandığında uçsuzlarında…
Ve bir gün !
Kaybolduğu açmazlarında ;
Seni, benden uzaklaştıran bu zamanın
Aslında ;
Beni sana, nasıl yakınlaştırdığını
ANLAYACAKSIN !!!
Saygılarımla, arzu koç