" Türkçe’ye özen gösteriyorum, tarihimi seviyorum, Türk tarihi ile ilgili filmleri seyrediyorum. Rock veya rap ara ara, pop dinlemem. Türkü dinlerim, sanat müziği de dinlerim. "
Bu mu yoksa;
" Ay sen çok cinssin abi. Bak beni gibi ciks ol, karizma ol. Bırak tarihi ya, Türk olsan ne çıkar? Salla gitsin bak yeni şarkı çıkmış, haydi discoları gezelim göbek atalım diye… Bunu dinler gezeriz, kızlar hoş, zaman hoş, ne yapacaksın Vatan-Millet işlerini yha? "
şeklinde gelen cevap mı doğru?
Bir yanda, kültürünü korumaya özen gösteren, tarihini seven, rock veya rap gibi müzik türlerine saygı duyan, daha çok türkü seven bir genç. Diğer yanda ise, hayatı boşverip, ömür boyu mutlu yaşayacağını düşünen bir arkadaşı…
Burada sorulması gereken iki soru var aslında: Hangisi doğru? Hangisi haklı?
Doğru olan ilk cevaptır. Haklı olan ise ikinci cevap. Evet…
Her türlü yozlaşmaya meydan okuyan, kendini ve tarihini bilen bir genç doğru olanı zaten yapıyor. Ancak, Tv’ler de bazı sanatçı(!) kimselerin Uygur Türkleri katledildiği sırada halay çekiyor, roman havası oynuyor iken bunları gören ve soydaşlarından bihaber olan, mahallesinin içi geçmiş delikanlılarına özenip kız peşinde koşan genç, haklıdır!
Düşünün ki, Tv’ler de sihir dizileri kaynıyor, teröriste bu ülkenin Vatandaşı diyen aydın(!) kaynıyor. Eğitim sistemi ise, Atatürk’ün zamanından çok farklı konuma getirilmiş ve sonuç alınamaz bir hale gelmiştir.
Her gün, beyni bu tür şeyler ile yıkanan, ayrıntı vermeden tarih anlatabileceğini sanan, yabancı bilimadamlarına verdiği değerin gramını kendi biliminsanına vermeyen bir eğitim sistemi ve onun yanında üniversiteler de rektörlük koltuğunu kaptırmamak için " Atatürk ve laiklik elden gidiyor! " gibi slogan fetişizmi yapıp kendi üniversitesinde ki öğrencileri eğitmeden bilime destek vermeden yaşayan rektörler gibi etkenler olduğu sürece bu genç haklıdır!
Birisi, sizi bağlıyor ve sizin bundan haberiniz yok ise, sizi bağlayan adam size perdenin arkasını göstermeyip başka türlü anlatıyor ise siz ne kadar yozluktan kurtulabilirsiniz ki?
Ama bütün bunlar, ilk cevabı veren gencin müthiş azmini de ortaya koymuyor mu aynı zamanda?
Arkadaşı gibi, her türlü olumsuz etkene karşı benliğini korumuş, Atatürk’e tam bağlı olmayı başarmış, atalarını tanıyan bu genç el üstünde tutulası, rektörleri kaldırıp rektör yapılasıdır.
Bütün bunlar, Türkiye’de ki değiştirilmiş eğitim sisteminden kaynaklanmaktadır.
Eğer bir ülkede aile yapısı değişiyor ise, bu Devletler’in aileleri ne kadar etkilediğini ortaya koyar. Bir aile, önce muhafazakar, sonra çocuğum serbesttir diyor ise, bilin ki Devlet değişmiştir.
Ve Türk toplumunda muhakkak herşeyi değiştirecek en büyük etken, aile!
Aileler okul öncesi çocuklarına ne vermişler ise, eğitim sistemide onu verir. Atatürk’ü sevmeyen ve bu yönde eğitilen bir ailenin çocuğu, okula başladığında Atatürk kahramandır cümlesini, düşünen yaşa geldiğinde kendisine zorla bir dayatma olarak algılayacaktır. Peki ya bu aile, ne için Atatürk’ü sevmiyor?
İşte burada tekrar başa dönüyoruz; eğitim!
Bir yazar(!), Atatürk’ü kastederek şöyle diyor;
" Bir Millet’in elinden tarihini, Dinini alın. Dilini verin. Ne fark eder? "
Al birde burdan yak!
Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan suçlama gerçekten komik. Mustafa Kemal bırakın Türkler’in elinden tarihini almayı, aksine Türk tarihini Osmanlı sınırlamasından kurtarmıştır. Hatta ve hatta bunun en büyük örneği, Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllar sonra kanıtlanacak olan " Mu kıtası " çalışmalarıdır!
Ama bunun bugün ki eğitim sisteminde, Atatürk hocalara karşıydı, batıya açıktı şeklinde anlatılıyor olmasını düşünün!
Sizce, Mu kıtası araştırmalarını bilmeyen bir genç, üstteki yazar parçasının cümlelerine inanmaz mı? Herşeyi geçtim, Mustafa Kemal Atatürk bir Türkçü’dür. Bu insandan Türk tarihini insanının elinden almaya çalışacağını düşünün!
Yazara sorarlar, " Seni de Allah yaratmadı mı aklın nerede senin utanmaz yobaz?! " diye!
Biliyorum, herşeye rağmen çok gayretli öğretmenlerimiz var. Bir aklınıza getirin, dünyanın kaç yerinde öğretmenler kışın karlı, yazın terörlü havada(!), onca yol yürüyüp emeklerinin azı kadar ücret aldığı halde gayret eden öğretmenler var?
Bugün tarih kitaplarını inceleyin. Bir bakın, yalan tarih kendi öğrencisine nasıl anlatılırmış!
Orda anlatılan tarihe göre, nerede ise Alparslan zeybek oynasa Diyojen göbek atacak! Öyle bir anlatım tarzı var!
Recep Tayyip Erdoğan, Davos dönüşü bir açıklama yapmış idi. Diyordu ki;
" Gençlerimizde aşağılık kompleksi var. "
Ondan önce de, Türk tarih kurultayında;
" Tarihi yeniden yazma " mesajı vermişti. Ben ümitlenmiştim. Ama henüz birşey yok. Ne gençler Kazım Mirşan’ı tanıyor, ne Atatürk ve laik rejime kasıt bitiyor.
Hep takiye, hep yaygara. Söz icraat ile süslenmezse, ok gibi diline saplanır. Benden söylemesi…
Esen kalın!
guzel orneklerle, gercekten gunumuz genclerini anlatmissin yusuf, eline yuregine saglik.. film gibi hayatin var gercekten :)