
Her insan bir dünyadır keşfetmeyi bilenlere. Bu dünya öyle bir labirent ki ya içinde kaybolursun yada sonuca gidersin. Aslında şu dünyada bütün hastalıklar dinseldir.Dinsel derken;insanın inancını yaşamamasıdır. İnsanlar hep bir şeylere inanmıştır ve inanma gereği duymuştur. Kimileri ateşe taparken kimileri tabiata tapmış kimileride doğaüstü olaylara tapmıştır. Ne zamanki bu insanlar içlerindeki inanca tapmamış orada hastalıklar başlamış. Hastalıklar derken bütün hastalıkların kaynağı; strestir.Bu streste şu şekilde oluşur;İnsan birşeylere inanır ve inandığı gibi yaşamazsa bir boşluk oluşur. Bu boşluk, büyür büyür koca bir gayya olur insanı içine çeker.
Eğer insanlar stresli olursa genimizdeki en zayıf noktamız hastalanır. Bu bilimsel olarak kanıtlanmış.Örneğin, A kan grubuna sahip insanlar mide kanserine daha çabuk yakalanır yani genetik olarak zayıf yanımızı stres etkileyerek hastalıklara neden olur.
İnandığımız dini tam olarak yaşarsak hastalıklar oluşmaz.. Nasıl mı? Şöyleki biz dinimizi yaşarsak gönlümüz ve kalbimiz huzur bulur. Hİçbir şekilde ne kimsenin gıybetini yaparız. Bu sayede halkımız birbiriyle daha kaynaşmış olur. Nede hırsızlık , canilik vb. kötü alışkanlılar olur.
Zengin , fakire el uzatarak fakirin nefretini çekmemiş olur bu sayede insanlar mesut olur.Ülkemizde hem hastalıklar hemde suçlar olmamışolur. Bence hep beraber hangi dine inanırsak inanalım. O inandığımız inancın gereğini yapalım.Bütün dertten , tasadan kurtulalım.
Haydi gelin inancımıza, inanalım.
Edep bir tâc imiş nûr-ı Hudâ’dan
Giy ol tacı emîn ol her belâdan