
Birine karşı hayranlık duymak, onu beğenmek, sürekli onu düşünmek aşk olarak adlandırılamaz. Bu hayranlığı aşk sanan çocuklar elbette öğretmenlerine karşı bu duyguyu sonuna kadar yaşayabilirler. Çünkü öğretmenleri onlara iyi davranır, güzel gözükür, onları sakinleştirebilir, cesaret verebilir, koruyabilir ve karşılıksız sevgi duyabilir. Çoğu zaman çocuklar tarafından yanlış anlaşılan bu durumun çocuğu incitmeden halledilmesi gerekir. Çünkü kendinden onlarca yaş büyük birine karşı hayranlık duyması ve bunu aşk olarak nitelendirmesi, gelecek zamanlardaki tercihlerini etkileyebilir ve çocuk hayal kırıklığına uğrayabilir.
Öğretmenlerin çocuklarla arasında gerçek bir mesafe olmalıdır ve bu mesafe ne olursa olsun korunmalıdır. Çocuklar karşısındakinin bir öğretmen olduğunu hatırlamalı ya da çocuklara bu durum sürekli hatırlatılmalıdır. Duygularını açıklayan çocukla kesinlikle dalga geçilmemeli ve çocuk kesinlikle rencide edilmemelidir. Kimi zaman derslerdeki başarıyı da arttıran bu durum tamamen öğretmenin de kendisini fark etmesini istemekten kaynaklanır ve çocuğa öğretmeni adına yanlış bir şekilde yaklaşımda bulunulursa çocuk derslerdeki başarısını düşürerek ders çalışmayı hatta okula gitmeyi de reddedebilir.
Çocuklar büyüdükçe ve benlik duygusunu kazanmaya başlayınca çevresindeki kişilere farklı gözle bakıp sevebilir, hoşlanabilir hatta aşık olabilir. Ama bu durum henüz 6 ile 10 yaş arasındaki çocuklar için o yaşlarda geçerli değildir. Hissettikleri şeyin hayranlıktan öteye gidemeyeceğini çocuğa bir şekilde anlatılmalıdır. Öğretmenin de üstüne düşen bazı görevler vardır. Çocuklar öğretmenlerini anne ya da babaları yerine koyabilirler. Öğretmenlerine sonsuz güvenirken başlarına bir şey gelmeyeceğine inanırlar. Bu yüzden en sağlıklısı öğretmenin kendine hayranlık duyan çocuk ile özel olarak konuşması ve onu incitmeden sadece öğretmeni onunda öğrencisi olduğunu belirtmelidir. Belirtilmek zorunda olan bu özel konuşma ikili diyaloglar halinde geçmeli, çocuk sadece öğretmenini dinlemek zorunda bırakılmamalıdır.
Çocuğun öğretmenine karşı duyduğu platonik aşk bir gün son bulacaktır. Fakat o bir gün gelene kadar çocuğun hayal kırıklığı yaşamaması gerekmektedir. Bu durumda en başta anne ve babalar olmak üzere çocuğun öğretmeni de duruma dahil olmalı ve çocukla sağlıklı bir iletişim kurarak sorunu çözmeye çalışmalılardır.