
Osmanlı Devletinde tüm güç Padişahın üzerinde toplanmıştı. Yasama, yürütme, yargı yetkileri padişahın elindeydi. Osmanlı Devleti topraklarını genişletince ülkeyi kolay yönetebilmek adına görev dağılımı yapılmıştır ancak yine son söz padişahın elindeydi. Nüfusunda artmasıyla idari, siyasi ve ekonomik alanlarda teşkilatlanma kurulup geliştirilmeye sağlanmıştır.
Orhan Bey zamanında ise padişahın danışabileceği bir meclis olan Divan-ı hümayun kurulmuştur. Burada siyasi, ekonomik, adli işlere bakılmış ve din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapılmadan karara varılmıştır.
Padişah bu konuşmalara katılmaz sadece dinleyici olurdu. Onun adına mecliste veziriazam bulunurdu. (vezirler, kazaskerler, defterdar ve nişancı)

Artık toprakların balkanlarda ve anadoluda genişlemesiyle teşkilatlanma adına beylerbeyliği kurulmuştur. Rumeli Beylerbeyliği ve Anadolu Beylerbeyliği ilk kurulan Beylerbeylikleridir. Rumeli beylerleliği balkanlarda yaşanan sorunlarla ilgilenirken, Anadolu Beylerbeyliği Osmanlının Anadoluda yaşanan sorunlarıyla ilgili yargı ve fikir yürütürdü. Osmanlı herzaman balkanları üstün tutmuş ve Rumeli Beylerbeyliğinin başındaki kişi ileride padişahın veziri olabilecek kadar saygın konumdaydı.
Askeri Alanda teşkilatlanma ise Orhan Bey zamanında Yaya ve Müsellemlerin kurulmasıyla başlamıştır.
Denizcilik alanında ise Osmanlının tek bilgisi, alınan Karesioğlu beyliğinden gelmektedir. İleride bu bilgi sayesinde Rumeliye geçilmiş ve İstanbulun fethi hızlanmıştır. İlk tersane ise Yıldırım Bayezit zamanında Gelibolu da kurulmuştur.
Ekonomi alanında ise akçe denilen Osmanlı parası çıkarılmış, tımarlı sisteme uygun dirlikadı verilen topraklardan vergi alınarak ekonomik olarak devlet güçlenmiştir.
Hukuk alanında ise davalara bakmak üzere kadılar görevlendirilmişti.