Çöpe Atılmış Duygu ve Düsünceler(2)
Türk Edebiyatinin koynunda güzellikler yatar…
” Arkadaslarim gerek dostlarim, bana bunca yil hep sinir verdiler ama, ben onlara icimden kosarak gelen neseyi verebildim. ”
Hic kuskusuz Turk Edebiyati vürtüel alemin getirdigi polifonik ironi ile guzelliginden hic bir sey kaybetmedi. Lakin; bati kültürlerinde bunu söylemek zor.
Bizim, kültür farkliligimiz sosyal-kültürel acidan düsünülürse batidan daima bir adim önde olmustur.
Kültürümüzü bir sekilde yasatmayi, icinde bulundugumuz olumlu veya olumsuz her ortamda ele almisiz. Bunu edebi alana yansitarak siir yazmaya meyilli amator sairler dile getirmislerdir ya da gercek sairler.
Bir cogumuzun ” siirler okunmuyor ” figani aci aksetse de bir sekilde Türk Edebiyatina önem veren okurlar ” ipin inceldigi yerde ” siir yazmaya ilk adimlarini atarak Türk Edebiyatina katkilari ile zenginligi asilamislardir.
Sair, ruhen icinde bulundugu pozitif-negatif her atmosferden en iyi sekilde duygu ve düsünceleri ile siiri ileriye götürmeyi basarmis olup, bu basarilarindan okunmadigini bilse de büyük hazlar almistir.
Dünya Edebiyatinin büyük sairlerinden olan üstad Fransiz ozani SARL BODLER der ki; ” Bu fani dünyaya sürgün edilmis olup özlemini cektigi yüce alemlere ucmak icin durmaksizin cirpinan, fakat ucmasina kanatlarinin büyüklügü engel olan bir yaratiktir! “
Öyle ya..yüzyillardir siirler yazildi, kalemlerin ucu bitmedi. Duygular sayfalardan tasti, gözler irmak oldu akti, satir satir gam, keder, elem demlendi misralarda. Sonra dizildi bir bir ask, sevgi ve mutluluk ve de sefa ama, yine de dolduramadik gönlümüzdeki boslugu…
Kimi zaman bir arkadas icin yazdik, kimi zaman bir güzel kiz icin ama, sevgidir dedik yazilanlar. Biz gözüyasli yasadik sevgileri. Mutluluklari cefaya gömüp, yalandan yasadik sefalari. Kimseler mutlu oldugumuzu bilmedi. Mutlsuzlugumuzu umursamadi. Bizde kiyidan köseden acisiyla karisik yasamin ucundan tutup yasiyor gibi yapip. sevmeyenleri sevip sevilenlerle sevgileri yasadik.
Biz insanoglu(Sairler), acisiyla, tatlisiyla sinir dolu onca günleri sirf arkadas ve dostlarimiz icin sirtimizda tasiyoruz. Cünkü; bizlerin bir anlik mutlulugu ve nesesi, bizim icin aci günlerimizde bile en neseli, tatli günlerimiz oldugunu bilmesek bile mutlulugu ve neseyi birbirimize borcluyuz. Hic bir zaman diyemeyiz ki; ” hic sevmedim, mutlulugu ve neseyi bulmadim. “
17.05.2009
Yakup ICIK
ne güzel de söylüyorsunuz ,
gerçekten de kim söyleyebilir “hiç sevmedim , mutluluğu ve neşeyi bulamadım diye” mümkünmü!
diyebilen varsa bizde şöyle soralım öyleyse ;
hala alabildiğin nefesi ,hala bulabildiğin mutluluğu, hala gülümsetebilen neşeyi yahut gözlerini patlatacak kadar acıyla dökebildiğin gözyaşlarını kime ve neye borçlusun ???
yakup bey yazınız beni bahtiyar eğlemiştir.
fikrime sual olunmadan , belirttiğim nacizane fikirlerim için affınıza sığınır sizi tebrik ederim
saygılarımla,
arzu koç
arzu hocam sizin yazilarinizla yakup ustamin yazilarini benzetiyorum bazen, sanki ayni duygu yogunlugunda yaziyorsunuz, cok tesekkurler her ikinizede. yakup hocam buraya yazdigin icin tesekkurler, bu yaziyi..
teşekkür ederim sayın kuaza.
yakup hocamız öyle güzel dile getiriyorki onun izinden gitmemek ne mümkün !
saygılarımla,
arzu koç
” kuaza ” ve ” delihayalim ” nacizane fikir kirintilarimi okuyor olmaniz beni mutlu kiliyor!
http://www.makaleci.com da bulunuyor olmak ufkumu genisletiyor. Bir birinden cok degerli yazilar(bilgiler)okuyor olmak benim icin bir ayricalik…
Bir cok icinde bulundugum gerek bana ait gerekse üyesi oldugum web portallerinde(homepage)bütün yazilarimin altina kaynak olarak http://www.makaleci.com yazmak ilk adresim oldu artik!
her ikinize ve diger yazar kardeslerime ilgilerinizden dolayi tsk..ederim.
selam-sevgi-saygi ile
y..icik almanya
Verdiginiz onur icin sonsuz tesekkurler..