Çocukluğumuzu konuşmak o zamanki anılarımızı bir nebze olsun canlandırmak en sevdiğimiz muhabbettir. Çocukluk arkadaşlarımızlar bir araya geldiğimizde “Ne güzeldi o zamanlar değil mi?” ile başlayan cümlelerimiz bol olur. Çizgi filmlerden bahsedilir, sokak oyunlarından… Çocukluğumuzun ilk zamanlarından bilgisayarlar hayatımızda yoktu bu yüzden ayrı bir güzel geçiyordu. Sokak oyunlarımız hayattan en çok zevk aldığımız anlardı. Koştuk, oynadık, okula gittik. İstediğimiz olmadığında annemize somurttuk. İlla ki istediğimiz oldu sonunda, o zaman da şımardık. Yani bizim için böylesine güzel, böylesine rahat, böylesine vurdumduymaz geçti o zamanlar. Çocuktuk ve çocuk olmak mutlu olmak demekti. Başka ne istesinler ki bizden!
Çarşamba günü bir kitap okumaya başladım. Ben o yıllardan utandım, yaşadığım o rahat hayattan utandım. Yaşadığım topraklarda olan şeylerden bihaber olduğum için utandım. Onların başına mermi yağarken, her evin bir sığınağı olması gerektiği gerçeğini öğrenince kalakaldım. Ben o yıllarda her akşam huzurla uyuduğum için utandım.
Kitabın ismi “Bildiğin Gibi Değil” Fundan Danışman ve Rojin Canan Akın’ın hazırladığı ve 1975 – 1985 yılları arasında doğan 19 Kürt’ün kendi hayatlarını anlattığı kitap, gerçekten de bildiğimiz gibi değil. Bu kitabı okumak yürek ister. Dişlerimi sıka sıka, içim kururcasına okudum ben. Biraz ötemizdeki o hayatlar meğer ne de zormuş, biz hala ne saçmalıyoruz diye okudum. Bu topraklar çok acılar biriktirdi. Bir taraf o acıların üstünde rahat rahat hayat sürüyor şimdi. Başkalarının neler yaşadığından habersiz. Ama nefretleri dağlar, denizler kadar. Kitap da zaten Zizek’in bir sözüyle başlıyor: “Hikayelerini bilmediklerimizdir en çok düşman olduklarımız.” Bilsek duysak değişir mi bir şeyler? Hala zalim olmadıysak belki…
Batının rahat kanepelerinde ayaklarını uzatan, tek derdi bugün de nereye gitsem olan insanlar, okuyun bu kitabı. Bakalım o zaman o kadar rahat “Ama her şeyi onlar başlattı” diyebilecek misiniz? Babasını konuşturmak için babasının önünde defalarca tecavüz edilen Hazal’ın hikayesini duyduğunuzda onun küçücük bedeni gözünüzün önüne geldiğinde hala “Vatan sağ olsun” diyebilecek misiniz? Oturduğunuz yerden canınız istediğinde “Beğenmeyen gitsin” diyebiliyorsunuz ya, bakalım bu 19 hayattan sonra da aynı derecede fütursuz olabilecek misiniz?
Bu doğudaki olaylara bakış açısının ciddi derecede abartıldığını düşünüyorum. Başta söylemek istediğim 1 kaç kendini bilmezin yaptığını bütün bir batıya mal etmenin, onları suçlamanın anlamı yok. Artık söz konusu olayların ortalığı karıştırmak isteyenlerin uydurduğu, yada ortaya attığı asılsız iddaalar olma ihtimali çok yüksek. yada bunu yapanların türkler değilde, başkaları olduğunu ve bunu türklere mal etmek için yapılmış şeyler olma ihtimalide çok yüksek. Söz konusu kitapda 19 hayatdan bahsediliyor, şuanda açın bir gazete bakın en az 50 hayat gidiyor günde. Bunların arasında tecavüze uğrayanlar, kafası kesilenler, parçalara ayrılanlar, trafik kazalarında ölenler, ŞEHİT olanlar.. Peki hankisi daha acıklı ? Ermeni soykırımı iddaaları ile uğraşmak mı ? yoksa hala içimizde bir kardeş olarak gördüğümüz kürtlere soykırım yapmışız damgasını yemek mi ? Acı olan nedir biliyormusunuz ? Herşeye rağmen geçmişe sünger çekip, olanları unutmaya çalışmamıza rağmen hala ortalıkta birliği bozmaya çalışan çok unsur var.
Söz konusu iddaalar, tecavüzler, öldürmeler, artık herneyse bunların kanıtları, asılsız olmadıkları yada gerçekliklikleri ispanlanmamış olaylar, elle tutulur hiç bir kanıt yokken bu tarz kitaplara inanmak zor. Bunlara bizim inanmamızı beklemeleri çok yanlış. Helede doğuda yaşan arkadaşlarımın bana anlattıklarından sonra. Bunları bir ara yazacağım, kanıtlarıyla beraber, belki olaylara bakış açımızı değiştirmeye çalışırız.
Hazır ortam biraz olsun rahatlamışken, demokrasi naraların atılırken, Aradaki problemleri çözmeye çalışmalıyız, birlik beraberleriği pekiştirmeliyiz. Ve Bir olayda asla tek bir tarafı suçlamamalıyız. Özellikle batıyı. çünkü batıda yaşamak suç değil, suç olan bişey varsa oda insanların haklarını silahla, adam öldürmeyle kazanmaya çalışmasıdır. İsde yanlış olan budur.
Söz konusu kitabı bulursam okumaya çalışacağım, objektif olup, karşımızdaki insanı dinlemek önemlidir. Ama herzaman söylerim, önyargı çok kötü bir arabozucudur..
Teşekkürler.
Ben Türküm bunu söyleyerek başlayayım ki bunu vurgulamakta gereksiz bir şey. Benim bu yazıyı yazarken amacım Batıyı suçlamak değildi ki yazımda böyle bir şey göremiyorum. Orada ölen insanların sayısı önemli değil bizim şu kadar şehidimiz ölüyor gibisinden sidik yarıştırma olayına girip de seviyeyi düşürmemek lazım. Doğuda özellikle 90 lı yıllarda yapılanlardan da bihaberdar olduğunuz görülmekte siz kanıtlarınızı getirin bende cevaben bazı kanıtlar sunarım. Kürtlere yapılanlar bu devletin utancıdır ve bu lekeyi hala temizlemiş durumda değildir. Ben iki tarafada objektif bakabildiğime inanıyorum. Sizin görüşlerinizede saygım sonsuzdur umarım fikirlerimizi güzel bir noktada buluşturabiliriz.
öncelikle terbiyeyi bozmamak lazım, söz konusu sıdık yarıştırma dediğiniz şey çocukların ve karşısındakine laf sokma derdinde olanların kullanacağı tarzda kelimelerdir, burda kendinizi ne kadar eleştiriye açık görüyorsunuz emin değilim.
türk olduğunuzu söylüyorsunuz ama şehitlerden söz ederken sidiğinizi o şanlı ve yüce varlıklarla beraber kullnmaktan çekinmiyorsunuz. Kusura bakmayın ama o şehitler laf ettirmemek için gerekirse savacak çok TÜRK bulursunuz karşınızda, bu yüzden laflarınızı ve cümlelerinizi seçerken dikkalı olun. İnsan gibi yorum yazdık, insan gibi karşılık beklerim.
Belki sen bilmezsin, yada bilmezden gelirsin ama 70 ve 90 li yılları bir araştır. Sözünü ettiğin 90 li yıllara gelindiğinde yaşanan olayları bir araştırmanı tavsiye ederim, bol keseden atmak, yada bazı gerçekleri görmezden gelmek tek taraflı bir düşüncedir. Burda sizin objektifliğiniz ciddi derecede tartışılır.
Sen okuduğun tek kitaptan etkileniyorsun, bizse ölen binlerce şehitden, brokraktan, siysetçiden, gazeteciden, anadan, babadan, günahsız çocuklardan. şimdilerde ilah gibi gösterilen apo’nun öldürdüğü çocuklardan, dağıttığı evlerden, para kazanmasın, kalkınmasın diye iş yerlerini yaktığı insanlardan. Sana gerçek olan birşeyi söyliyimmi: kurtuluş savaşı sırasında kürtlerin ermenilerle aynı şekilde localar kuduğunu, bölünmek için dernekler ve teşkilatlanmaya gittiğini herkes biliyor, kanıtlarıyla beraber. Boş yere türkler şöyle yaptı böyle yaptı demeyin, Cumhuriyet kurulmadan önce bile ayrılma derdindeydi doğudaki bazı kesim. Ancak Atatürk Bütün ülkeyi tek dlde, tek sınırda birleştirdi. Sonrasındaki 10-15 yıl kürt sorunu yoktu, neden başladı ? durup dururken mi ?
Sen belli bir tarihe bakıyorsun olayları aydınlatmaya çalışırken ama biz bütün tarihe bakarız. Objektiflik budur, sende objektif olarak görüyorsan kendini ve gerçekten birşeyleri bilmek istiyorsan 1900 lu yıllardan sonrasını araştır, sadece 1975 – 1985 yıllarını değil.
Yada boşver ne sen bişey biliyorsun, nede ben. Ordan burdan duyduğumuz şeylerle ahkam kesip aklı sıra insanları kendi tarafımıza çekmeye çalışıyoruz, belkide öyledir. İyide neden bir insan inandığı şey için, resmin bir bütününe bakmak yerine sadece doğu tarafına bakar ki ? Belki insanların yapısındandır, yada kolayca etkilenebilmesindendir.
Bak sana ne diyeceğim biliyormusun, boşver bu kavgada yer alma çünkü sen hala çok az şey biliyorsun. bilmek istiyorsan olayları gerçeklikleriyle araştır. Ülke içindeki konulara değil, ülke dışındaki konularada dikkat et, neyin nerden geldiğine, neden geldiğine odaklan.
Neden hala türkiyede sözde kürtlerin sözcüsüyüz diyen siyasetçilerin, resmin bütünlüğünde desteklenmediğini anladığınızda ve bu ülkede gerçekten değişenleri gördüğünüzde bakış açınız değişecektir.
Devlet doğuyu kalkındırmaya çalışır, karşı güçler ve karışıklık isteyenler buna engel olur. Devletin mühendisini öldürür, askerini öldürür, dahada ileri gider o bölgede yaşayan kürt, zaza, Türk halkına gözdağı vermek için köylerini başar, dağıtır, yakar. Sonrada Devlete etmediğiniz laf kalmaz.
Resme bütünüyle bakamıyorsanız, objektif değilsiniz demektir. Ben den bu kadar..
1. Ben o şehitleri sizin gibi sayı bakımından pkk ile yarıştırmıyorum. Sizde burada bizim tipik medyamız gibi hareket ediyorsunuz ve şurdan şu kadar gitti gibi saçma sapan milliyetçi söylemler dile getiriyosunuz. Cevabımında insaniyet bakımından derecesini ölçmüşsünüz çok saolun.
2. Türkleri sütten çıkmış ak kaşık gibi gösterme mantığını da bırakın artık şu yapılan insanlık suçunu kabullenmeyi öğrenin. Ben apo bişey yapmadı demiyorum ama siz bazı kendi uydurma söylemlerinizle bana bel altı vuruyosunuz ve ben böyle demişim havası veriyosunuz. Hele bu tür şeylere hiç gerek yok. Daha sonra Cumhuriyet meselesi Cumhuriyet kurulurken de ulus devlet özelliği vurgulandığı ve bu tarz bir sistem kurulduğu için kimse farklı etnisitiden insanların haklarına saygı gösterildiğini söylemesin kimse İsmet İnönü gibi Sabiha Gökçen gibi faşistleri gereksiz şahsiyetleri savunmaya kalkmasın. Hiç olmazsa Dersim olayını hatırlayın yani el insaf.
3. Ben tarihi tek taraflı okumam veya bir konuda tek taraflı görüş bildirmem. Beni objektiflik konusunda yargılayabileceğini hiç sanmıyorum. Ya da sen Milli Eğitimin bastığı tarih kitaplarından yararlanıyosun heralde.
4. Ben sadece Doğu perspektifinden bakmıyorum olaya bunu ilerki yazılarımda da anlarsın. Çok şeye tanık oldum çok araştırdım ben bunlara dayanarak bişey söylüyorum yani senin dediğin gibi bol keseden atmıyorum seviyesizlik yapmıyorum.
5. Bir de beni objektif olmamakla suçluyosun ya sende şu yazdığın yazıyı bir daha oku ve kendine bakmayı öğren önce. Bu tür devlet propagandası tarzı veyahut sadece ülkenin iyi yanlarını gören fütursuzca yaşayan bir adam profili çizmekten vazgeç. Bu tür söylemlere bu ülkenin ihtiyacı olduğunu da hiç sanmıyorum.
1. ben pkk yada şehitleri karşılaştırmadım, yorumumda da bununla ilgili bir belirtme kullanmadım. Konu genel, sadece pkk ya yıkmak saçmalıktan öte bişey değildir. Okurken lütfen yazdıklarıma dikkat edin.
2. Ne türkleri savunuyorum, nede başkasını, yorumlarımda yada yazılarımda türklerin suçu yok, v.s gibi hiç bir yorumumu bulamazsınız, ancak etkiye tepki söz konusu. İnsanların içlerinde olan bir duygu, bize kötülükn yapana bizde boş kalmaz karşılığını veririz, Tarih bunun örnekleriyle dolu. Söz ettiğin kişileri ne kadar iyi tanıyorsun da faşist olarak yargılayabiliyorsun ? ben bile geçmişde yaşayanları değerlendirirken bu kadar ağır itamlarda bulunamıyorum. çünkü gerçek anlamda tanımadığım insanlar. Sizin dersim olayı dediğiniz olayın isyancıları bastırmak için düzenlenen bir operasyon olduğunu hatırlıyorum. Burda aşırıya kaçan bir komutan yada generalin işlediği savaş suçunu neden bütün bir Türkiyeye mal ediyorsunuz ? şuanda bir çok avrupa ülkesi bile zamanında yaptığı savaş suçlarını belirli kişilere yıkıp, sıyrılabiliyorken neden Türklerinde böyle bir şeyden yararlanmasını istemiyorsunuz ? Tabi size göre 2 elin 10 parmağıda eşit değilmi…
3. haklı olarabilirsin, senin objektifliğin konusunda emin değilim ama sadece belli tarihler arasındaki olaylara bakıp 30 yıl sonrasındaki Türkiyede yorum yaparsan burda ben senin samimiyetine inanmam. Milli eğitimin yazdığı kitaplarda ne varki yararlanmak yanlış olsun ? Sana göre burda da bir ayrımcılık yapılacaksa objektiflik nerde kaldı..
4. Eğer resmin bütününü ele alacaksan tarih boyunca ölen insanları hesaba kat, savaşlarda, beceriksiz liderlerin ellerinde açıklıktan ve sefaletden, sürgünlerden harap olan hayatlardan başla. Şuanda Türkiye devleti ve özellikle Türkler hitlerin gördüğü tepkiden çok daha fazla tepki görüyor ve nedeni birlik olmaya çalışmak, tek dilde, tek bayrak altında toplanmayı istemesinden dolayı. Burda şimdi kürtlerin veya türklerin yaptıklarını tartışacak değilim, o kadar fazla bir tarih bilgim yok, bildiklerimde gerçeklerden ibaret, ancak kesin konuşmak, olaylara tek taraflı bakmak, herşeyden önce tarihe bir saygısızlıktır.
5. Ben kendime bakmam, herzaman önce karşımdakini görürüm, biraz bekler kendimi onun yerine korum. Kendimi kürtlerin yerine koyduğumda da atalarımdan kalan kürtçenin yaşatılmasını, kendi kültürümü yaşamayı isterdim. ve Bir çok yazımda, yorumum da da Kürtçe dili ve kültürünün yaşatılması, korumaya alınması konusuna değinirim. Bende Türküm, söz konusu olayları yapanlarında Türk olması beni kötümü yapıyor şimdi ? Geçmişte takılıp kalmak yerine neden ileriye bakıp, herşeyi daha iyi yapma çabasını göstereceğimize, isyan edip, suçlayacak birilerini arıyorsunuz ?
Bu ülkede herkes bir olacaksa, sınırlar sabit, tek olmalı. Tek dille konuşulmalı, ancak içerisindeki halkların dillerine saygı gösterilmeli, kültürleri yaşatılmalı, bu konuda özgürlükleri sağlanmalı. Şuanda bunların hepsi türkiyede mevcut, ana dilde konuşma, serbestçe yazı, dergi, gazete, çıkartılabilmekte, televizyon kanalı açabilmekte iken hala neyin peşinde olduklarını anlamış değilim bazı kesimin. Özellikle şu pkk zihniyetinin. Kürtler ana dilini konuşabiliyor, iş yeri açabiliyor, cumhurbaşkanı yada başbakan olabiliyor, vali olabiliyor, belediye başkanı olabiliyor, işçi, emekçi olabiliyor, iş yeri açabiliyor, ev alabiliyor, satabiliyor. Şimdi böyle güzel şeyler olurken, geçmişin gölgesinde takılmak sizce bize yararmı yoksa zarar mı getirecek ?..
Önyargıları ve geçmişte olanları artık gelecekteki hayatımızı etkileyecek şekilde kullanmamamız gerek, unutmamalıyız, ama devamlıda önümüze koymamalıyız. Hayat güzel, dahada güzelleşiyor, bırakalım uğruna savaştığımız şey geçmiş değil, gelecek olsun..
Ayrica sonraki yazilarinida merakla bekliyorum. Umarim bozucu degil, duzeltici bir yargi ile olaylara bakarsiniz. Tesekkurler.
Siz bu tür ibareleri birebir oraya yazmanıza gerek yok sadece söylediklerinizden insanlar bunları çıkarır ve bu mesajları vermeye çalışır tarzda bir yorum ortaya çıkıyor diyorum.
Dersim olayı da devletin özel bir emridir ve bu suçta devletindir. İnsanların kendi haklarını aramasına da bir susturulma politikası uygulanıyorsa, 50 bin insan rahatlıkla öldürülebiliyorsa, insanlara hayvanların dahi yapamayacağı şeyler yapılıyorsa bunu rahat bir şekilde dile getiremeyiz ve normal bir durum gibi gösteremeyiz. Benim nazarımda da insan insandır bunun Türkü, Kürdü, Zazası vs. yoktur. İnsana insan gözüyle bakmak lazım.
Milli Eğitim Kitaplarıda olaya tek taraflı baktığı için insanları tek tip etnisitiye hapsettiği için bu şekilde gösterdiği için eleştirilmeye mahkumdur ki kendileri objektif değildir. Benim bu kitapları eleştirmem objektif olmadığımı göstermez.
Suçlayacak birileri aramıyorum veyahut ben Türkler zamanında bunları yaptı diye şimdiki kuşağı suçlamıyorum siz o yorumdan bunları çıkardıysanız tamamen yazdıklarıma vakıf olamadığınızı anlarım ben. Geçmişi eleştirip o vakit yapılan hatalara düşmemek üzere geleceğe bakıcaz yol haritası bu olmalıdır. Geçmişteki o zulümleri yapan gaddarlar suçludur bunların hatalarına düşmemek için eleştiriyor ve suçluyoruz.
O an saydığın haklara sahip olan ben bir halk göremiyorum sen nerden besleniyosun cidden çözemedim ya da bu senin tek taraflı baktığına da bi kanıt olabilir. Saygılarımla. Diğer yazılarda buluşmak ümidiyle..
50 bin kişi toplanıp neyin hakkını arıyor ? Bu resmen ayaklanmadır, isyandır. Bir ülkeninde 50 bin kişiden oluşmadığını düşünürseniz ayaklanmanın bastırılması gayet normaldir, orda ne oldu, ne bitti bilmiyorum bu yüzden o konuyu uzmanlarına bırakıyorum.
Konu gittikçe anlamsızlaşıyor, ben yazmaktan yoruldum, yada anlatamamaktan. Saydıklarımı göremediğini söyledin, sen bana göremediklerini yaz ben de sana göstermek için birşeyler yazayım, böylece anlamama yada illa yazmak için yazmayı önlemi oluruz.
Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın, karşındaki insan şartlanmışsa bir şeye, onu düşüncesinden caydırmak imkansızdır, bu konuda kimsenin kimseye baskı yapma yada fikirlerini kabul ettirmeye çalışma zorunluluğu ve gereği yoktur. Bu yüzden de herkes yorumunu, düşüncesini yazdı, bırakalım gerçekliğine uzmanlar ve tarih karar versin. Sadece ikimizin tartışmasıyla olaylar açıklanamaz, yada sorunun temeli bulunamaz..
”””Batının rahat kanepelerinde ayaklarını uzatan, tek derdi bugün de nereye gitsem olan insanlar, okuyun bu kitabı. Bakalım o zaman o kadar rahat “Ama her şeyi onlar başlattı” diyebilecek misiniz? Babasını konuşturmak için babasının önünde defalarca tecavüz edilen Hazal’ın hikayesini duyduğunuzda onun küçücük bedeni gözünüzün önüne geldiğinde hala “Vatan sağ olsun” diyebilecek misiniz? Oturduğunuz yerden canınız istediğinde “Beğenmeyen gitsin” diyebiliyorsunuz ya, bakalım bu 19 hayattan sonra da aynı derecede fütursuz olabilecek misiniz?”””
Söz konusu iyi niyet olsa batıya durum izahı böyle yapılmazdı. Eleştirilere fazla kapalı olmanız hatta cephe almanız inanılmaz şaşırttı beni. Her türk kesinlikle ‘ırkçı değildir ama’ koyu MİLLİYETÇİDİR.
Türk olmanız kadar önemli birşey daha var O da İNSAN olmanız.
Velhasıl benim Selçuk Kılıç’ a Teşekkür borcum var.
Bu ülkenin onun düşünce ve uslubuna ihtiyacı var.
Sayın Selçuk KILIÇ yüreğine ağzına sağlık Teşekkürler.