Sanatçı sözcüğünün anlam ve karakterini hakkıyla yansıtan,
sedef oymalı bir ayna Işık Tüzüner.
Ressam ve Heykeltıraş Işık Tüzüner’in çalışmalarının, kendisiyle yapılan söyleşilerin ve çeşitli bilgilerin yer aldığı ‘Post Art I ve Işık Tüzüner’ adlı kitabı okudum.
Ressam Ayhan Öner (Tüzüner’in annesi) ve Mimar Nurser Öztunalı’ya ithaf edilen yapıt; Sanat Eleştirmeni Ümit Gezgin’in 2005’te kaleme aldığı ‘Işık Tüzüner Sanatında Atılım İçinde Oluşan Yeni Dinamik Yapı’ başlıklı yazıyla selâmlıyor okuru. Tüzüner’in eserlerini anlatması bakımından, bu yazının ilk paragrafını aktarmayı uygun görüyorum:
“Yeni tanımlara ulaşmak için gösterdiği gayret, spontan oluşlarla varlık kazanıyor Işık Tüzüner’de. Spontan, aniden, değişim içinde, ama yaşanmışlıklar toplamı olarak; giderek modern dünyanın vitrin endüstrisinde saklı ‘ben’lere dönüşmüş insan varlığının, derin ve gizemli anlamının peşinde; kaos içinde ışığı, mutlak dinginliği arayan insanoğlunun post – modern dönem içindeki kaybolmuşluğunu, bir postmodern sanatçı olarak arıyor Tüzüner. Buluyor mu? Hiç değilse aramanın gerekli olduğunu bulguluyor.”
Sevgili Tüzüner’i yakından tanıyan biri olarak ifade etmek gerekirse; onun ortaya koyduğu yapıtlarda (resim ve heykellerde) Gezgin’in de belirttiği bir ‘arayış’ hâkim. Bu arayış, Işık Tüzüner’in kişiliğine bir çocukluk, zaman zaman bir tutku, bazen üzüntü, keder, yer yer sessiz ve sakin bir portre olarak yansıyor. Bütün bu öğelerin birleşmesi ve buradan doğan ‘kaos’ içerisinde, öznenin ortaya koyduğu sanatsal değerler, evrenselleşiyor, doğal bir akıntı içinde, katıksız, saf ve tertemiz olarak bugünün insanına vuruyor. Evet, bir tokat gibi vuruyor! Bir bakıma Işık Tüzüner, günümüz insanının yitirdiği kimi evrensel değerleri, (doğruluğu, saflığı, aşkı, sevgiyi, tutkuyu, yaratıcılığı) resimlerinde ve heykellerinde yaşatıyor. Tüzüner’den aksi bir davranış beklenmesi mümkün değil, zira taşıdığı aşk ve tutku meşalesi, onu gerçek bir toplum sanatçısı kılıyor, çalışmalarına yön veriyor.
Işık Tüzüner’in içinde barındırdığı sanatsal potansiyel, yaratıcılık ve kalıpları zorlayan içgüdüsel açılım; başka sanatçılarla karşılaştırıldığında hayret verici ve takdirle karşılanacak bir boyuta ulaşıyor. Bu denli yüksek yaratıcılık yeteneğine sahip bir sanatçının, çok daha iyi koşullarda ve noktalarda yer almaması ve Türkiye’de hak ettiği ilgiyi görmemesi ne üzücü!
Hollanda’nın Amsterdam şehrinde, kendi imkân ve olanakları ile yaşamını sürdüren, sahip olduğu içsel zenginliği ile kendisini resimlerine, heykellerine ve projelerine adayan Sevgili Tüzüner’i, en açık şekilde Engin Turgut’un kaleme aldığı ‘Işık Tüzüner İçin Bir Portre Yazısı’nda tanıyoruz. “Sanatı yerinden oynatmak istiyor sanki” (Tüzüner’i anlatmak için daha güzel bir tarif bulunamazdı!) diyen Engin Turgut, şöyle devam ediyor: “Özgürlüğün inanılmaz coşkusuyla aramaktan ve üretmekten asla vazgeçmiyor.” Ve Tüzüner’i haklı olarak bir dünya sanatçısı ilân ediyor. Kitapta, Engin Turgut’un Tüzüner ile yaptığı söyleşiyi okumak da mümkün.
Bunların yanı sıra kitapta Hami Çağdaş’ın ‘Işık Tüzüner ve Tüketimciliğe Karşı Sanat’ başlıklı söyleşisi (1989) ve İlhan Karaçay tarafından kaleme alınan ‘Hollanda’da Bir Sanat Elçimizin Eserleri Göz Kamaştırıyor: Işık Tüzüner’in Post-Art Heykelleri’ başlıklı yazısı da okunmaya değer bölümler arasında yerini almış.
Artshop Yayınları’ndan çıkan, Türkçe ve Hollandaca olarak iki dilde yayımlanan kitap, post-art sanatçısı Işık Tüzüner’i anlatması, kişiliğini, eserlerini ortaya koyması ve Türkiye’nin sahip olduğu önemli bir yeteneği toplumla buluşturması adına önemli bir çalışma olmuş. Plâstik sanatlarla ilgilenen her insanın kütüphanesinde bulunması gereken bu kitapta, Tüzüner’in fotoğraflarına, resimlerine ve heykellerine daha fazla yer ayrılmasını dilerdim.
Işık Tüzüner İçin Birkaç Kelâm Daha…
Işık Tüzüner; karanlığın en mahrem ve koyu yerinden, aniden fırlayarak etrafı aydınlatan; aşk, tutku, özlem, yaratıcılık ve bilgelikle yoğurulmuş yaşanmışlıkları, hiç görmediğimiz bir estetik ve hayâl gücü hamuru ile karıştırarak çevresine saçan ve bu eylemiyle tamamen çocuksu, masum ve sıradışı kişiliğe bürünen bir sanatçı. Sanatçı sözcüğünün anlam ve karakterini hakkıyla yansıtan, sedef oymalı bir ayna Işık Tüzüner.
Tüzüner’in arayışı sürdükçe, kafasında tasarladığı her projeyi yaşama geçirdikçe, sanatı temelinden sarsmaya devam ettikçe, tarihin kendisini ödüllendireceğini ve hak ettiği yere taşıyacağını ümit ediyorum.
Selçuk ERAT
23.08.2008, İstanbul
Herzman ki gibi guzel bir yazi selcuk, daha once okudugum bir yazindi, bizimle paylastigin icin cok tesekkurler :)
postart ve işik tuzuner yazısı için tekrar teşekkürler yeni yazı yazarsan bana avrupa dünyaya yayımlarız . ben avrupaya donüyorum çarşambaya hoşça kalınışık 6-11-2011 2012 den bir önce
Evet guzel yazi, guzel insan, tesekkurler ikinizede..