
Çanakkele zaferinin 97. yıl dönümü tüm ülke halkına kutlu olsun. Allah bir daha bize çanakkale yaşatmasın. Koca Akif’in dediği gibi Allah bize bir daha istiklal marşı yazdırmasın.
Gerçekten Çanakkale ruhu hala bizde var mı? Ben aslında bugün bir Çanakkale savaşı olsa ki Allah
göstermesin.Farazi olarak söylüyorum acaba seyit onbaşılar gibi canla başla savaşır mıyız? Sanki sizden küçük bir volümlük seste olsa evet yanıtı alır gibiyim.
Aradan bu kadar zaman geçmesine rağmen nasıl oldu da bu ruhu kaybettik. TAbiki diyeceksiniz ki o ruhu kaybettiğimizi de nereden çıkardın. Şuradan çıkardım. Bugün öğrencilerimden bazıları Çanakkale anma etkinliklerine katıldı. Bende onlara sordum ne yaptınız ,etkilendiniz mi diye? Ama ne etkilenmesi bilakis daha da ruhsuzlaştırmışlar .Sadece istiklal marşı okunmuş dağılmışlar.
Bence onların yazdığı destanı anlatıp daha şuurlu hale getirebilirdik ya da milli eğitim bakanlığı ile devlet ulaştırma bakanlığı organizasyonlar O , kutsal anıtları herkese gösterip bu ruhu aşılamalıydık.
Ama biz hep kolaya kaçarız bir iki şiir okuyup birde istiklal marşı ile geçiştirmeliyiz , öyle olması lazım çünkü pazar ya mesaimizi vermeyiz. Eğer Çanakkale savaşı, facebook, twitter ve oyun salonlarında olsa idi şimdi de olsa kazanırdık.
Aslında Çanakkale geçildi hem de bu hainliği biz yaptık.Biz diyorum sen , ben ve herkes. Hiç kimse üzerine düşeni yapmadı. Ne medya ne okullar ne de halk Sadece kolaya kaçtık.
Emperyalist milletler artık topla tüfekle savaşmıyor , onların savaşı kalemle.Savaşları Kalemi kullanarak insanları yönlendirmek.Japonya’ya baktığımızda nagazaki’ye atılan bombadan daha kısa bir süre geçmesine rağmen bilimde teknikte önde oldular. Onlar nasıl ettiler bilmiyorum ama biz herhalde çok iradesiz milletiz.
Aslında nasıl olmalıydı. Biz öncelikle Japonların yaptığı gibi önce o Çanakkaleyi gezdirmeli; onlara, siz çalışmazsanız bundan daha kötü durumda olursunuz mesajı verseydik her daim hafızalarını taze tutsaydık şimdi daha farklı olurdu herhalde. Nasıl taze yapabilirdik mesela bunların filmini yapsaydık, dizilerini çekseydik belkide bir Fatmagül’ün suçunu değilde Seyit Onbaşıyı konuşmuş olurduk. Seyit Onbaşının Allah’ın inayeti le o 276 kilo havan mermisini kaldırılışını konuşurduk.
Belki de şimdi dünya devi; Türkiye olurduk. Çünkü bu millet geçmişte vasat bir devlet olmayı kabul etmemiş, şimdi de kabul etmez.
Ama şimdi bir neme lazımcılık almış başını gidiyor. Bir tarafta torpil, rüşvet diğer tarafta zevki nefis hülyalarımızı süsler olmuş.Bunlarla ne alakası var diyebilirsiniz hatta deyinde.Ama bu Çanakkale ruhu değil, onlar gerekirse cephede namaz kılmış gerekirse bir damla suyu paylaşmışlar.Şöyle bir olay anlatılır; Çanakkale de bir sürü yaralı asker var. Bu yaralı askerlerin hepsi hemen hemen ölüm döşeğinde birisi susar ve ağzına matarayı götürür bakar ki yan taraftan bir su sesi gelir, içmez ve ona uzatır bu kişi de ağzına götürür gene bir su diye inleyen yaralı asker ve o da diğerine verir. Bu matara bütün yaralı askerleri dolaşır ne kadar acı ki hepsi de bir damla bile su içmeden ölürler. Bu olay diğerkamlık ve fedakarlıktır. Bu ruh Çanakkaleyi kazandı.
Bu ruhu Rabbım tekrar vermesi temennisi ile yazıma son veriyorum
Aynı fikirdeyim. Maalesef çoğu Türk’te o kahraman ruh kalmadı. Keşke bu duyguyu yeniden yeşertebilesek… :(
Öyle bir ortam oluştuğunda eminim eski ruh yeniden canlanacaktır :)