
Gece saatin 1’i uyku tutmadı, haliyle şarkı dinliyor, birazda keyif yapıyorum. Yukardan bi ses geldi, kızım yine uykusunda konuşuyor. Ona dayanamam, her düşündüğümde gözlerim yaşarır hele bu yazıyı yazarken bile. Gittim üstü biraz açılmış, kızım diye demiyorum çok pis yatar, bana çekmiş, bende küçükken böyle deli yatardım. Köye gittiğimde annanemle aynı yatakta yatardım, bazen annaneme dirsek, tekme attığım bile oluyor. Ertesi günü yataklar ayrılıyor haliyle :) Canım annanem, seni çok özledim, yasını hala tutmak için bekliyorum, sana doyamadım.
Neyse nerde kalmıştık, kızım deli yatar diyordum, hergece mütemadiyen duyarım sesini, bazen gülerek konuşur, bazen ağlayarak uyanır, çıt çıksa yanına koşarım, onu görmeden içim rahat etmez yoksa. Hatda bir gece sesi çıktığında odasına gitmiştim, onu kardolabının içerisine girmeye çalışırken buldum, napiyorsun kızım dediğimde hiç babacım demişti, eşşek sipaşı nolacak :)
Sonra geçtim benim odama, hayatımın en büyük ikinci aşkı da orda benim yatağımda yatıyor, oğlum. Herkesin çocuğu kendine güzeldir, kendine tatlıdır, benimkiside o hesap zaten çocukları çok severim, hani kendinin olunca daha bi aşkla bakıyorsun onlara. Oda ters dönmüş yatıyor, bu çocukların kime çektikleri belli dicemde, eski eşim alınır, bende kalsın ;)
En çokda neyi seviyorum biliyormusunuz, gece çocuklarım uyurken yanlarına giderim, boylu boyunca uzanır kulaklarına seni çok seviyorum derim. Bazen uykulu halleriyle bana cevap verirler “bende babacım”. Kalbimi söken, yerinden çıkaran, beynimi yakan, beni delirten isde bu cevap. Aşk bu mu? hani biz erkeklerin hormonları horon oynarken yaşadığımız karşı cinsi arzu etme olayı değil, yoksa bilirdim, anlardım. Bu başka bir aşk, insanın kendinden, canından olan ve gözünden sakınarak onu büyütmeye, eğitmeye çalıştığı, seni temsil edecek bireyler. Tabi kim düşünür sonrasını, şu tatlılıkları şimdiden seveceksin, şimdiden onlara zaman ayırıp, onlarla oynayacaksın, şimdiden babacım dediklerin şöyle aşkım, şöyle canım diye cevap vereceksin. Onları büyürken görmeliyim, her anını yaşamaya, kaçırmamaya çalışıyorum. Kızım benden babacım beni yatırırmışın diye istediğinde onunla kitap okuyup, şakalaşıp, ona sarılıp “seni çok seviyorum, sen benim herşeyimsin” demeyi asla ihmal etmiyorum, etmemeliyiz, çünkü bir gün geldiğinde büyüyecekler ve küçüklüklerinde keşke onlarla ilgilenseydim demek istemiyorum. Onları büyürken izlemek, büyürken ilgilenmek asıl hobim, asıl zevkim bu.
Ben televizyon izlemem, kızım babacım beraber televizyon izleyelimmi dediğimde, bütün işimi gücümü bırakır o televizyonun karşına geçerim, kollarımı açarım ve gel bakim buraya meleğim derim. Kendisi her ne kadar çizgifilm bakalım desede bir baba klasiği ya haber yada maç bakarız beraber :) Canım kızım, benim herşeyime sabretmesi beni çok mutlu ediyor. Hani daha 8 yasında ama çamaşırları topla, evi çek, bulaşıkları makineye yerleştir, kumandamı getir, şu getir, onu getir bunu getir ne istersem tamam babacım der, Allah onu ve çocuklarımızı eksik etmesin (duygulandım yine ama ağlamayacağım).
Oğlum ikinci aşkım, dizlerine kadar inen “örümcek adam” sortuyla deli divane gibi evimde hoplamasına, zıplamasına, ağlamasına, zirlamasına o kadar aşığımki, bazen elimdeki işi gücü bırakır, sırf onu izlerim. Aşk dediğin şeyde bu değilmidir, ona hayranlık duymak ve tarif edilemez bir hisle duygularına dokunmasını hissetmek.
Bunu neden gece gece yazıyorum derseniz bende bilmiyorum, yine normal bir gece ve yine açılan yorganlarını örtmeye gittim ama bu sefer farklı bir aşk vardı yüzlerinde, her gece onları izlemeyi, uykularında onlara sarılmayı o kadar çok seviyorumki, bunu yapmadığım bazı günler içimde büyük bir boşluk oluşuyor, nasıl dolacak bu boşluk bilmiyorum ama onların iyi olduğunu bilmek, buna katlanmama yetiyor. Onlarsız bir dünya düşünmüyorum, olmasında zaten, ne demiştim, çocuklarımız biz baba ve annelerin tek aşklarıdır, onları bizden eksik etmesin ve ayırmasın allah…
Seni seviyorum babacım. “Bende babacım” iyi geceler <3